9.YARGI PAKETİ (TORBA KANUN)
9.Yargı Paketinde, 36 (Otuz altı) adet kanun maddesinde değişiklik teklifi yapılmaktadır. Kanun değişiklik teklifleri, toplam 45 (Kırk beş) sayfadır. Paket teklif listesinin; ilk 14 sayfası imza sirkülerini, son 11 sayfası değişiklik yapılması önerilen ilgili kanun maddelerini, bu ikisinin arasında kalan 20 sayfalık bölüm ise değişiklik gerekçelerini kapsamaktadır.
Aslında bu paket, kamuoyunda oluşan
beklentinin aksine, bir “Yargı Paketi” değil, hükümetin zaman içerisinde yanlış
düzenlediği ve uyguladığı kanun maddelerini ve bunlarla ilgili kararnameleri
yeniden düzenlediği bir “Torba Kanundur”.
Söz konusu Torba Kanunun (Sözde
Yargı Paketi)’nin geneline bakıldığında, özellikle iki önemli kanıya
ulaşılmaktadır. Birincisi, paket kanun değişiklikleriyle “Kamu
vakıfları, adeta yandaş vakıfların hizmetine amade hale
getirilmektedir. İkincisi, değişiklik teklifi yapılan kanun
maddelerinin hiçbiri temel hak ve hürriyetlerde iyileştirme içermemektedir.
Hükümet, her sene bir önceki yılda yaptığı
yanlışları düzeltmek için yargı paketi adıyla torba kanun yapsa bunun sonu
gelmez. Hiç bir kanunu düzgün uygulamadıkları gibi, anayasaya aykırı kanunlar
ve kararnameler çıkarmakta, Anayasa Mahkemesi’nin iptali üzerine düzeltmeler
yapmaktadır.
Çare, yargı paketi değil, bu
iktidarın değiştirilmesidir.
9.Yargı Paketinin, değişiklik teklifi yapılan farklı kanunlara ait
36 (Otuz altı) kanun maddesinin neler olduğu, mahiyeti ve ilgili kanunlarda
değişiklik içeren hususlar, 9.Yargı Paketi kamuoyunu bilgilendirmek maksadıyla
aşağıda özetlenmiştir;
MADDE 1- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 11 l/b maddesinin
dördüncü ve altıncı fıkralarında değişiklik yapılmaktadır.
MADDE 2- 2004 sayılı Kanunun EK-1. maddesinde değişiklik
yapılmaktadır. Maddenin ikinci fıkrası hükmü uyarınca,
istinaf ve temyiz kanun yolu başvurularında hükmün verildiği tarihteki parasal
sınırlar uygulanmaktadır.
MADDE 3- 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 180. maddesinin dördüncü
fıkrasında düzenleme yapılmaktadır. Söz konusu maddenin dördüncü fıkrasında,
adli yardım ödeneğinin barolar arasında dağıtım esasları düzenlenmiştir.
MADDE 4- 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun EK-41. maddesinde
değişiklik yapılmaktadır. Düzenlemeyle, Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve
İdari Yargı Ön Sınavında soru sorulacak alanlar arasına, Milletlerarası Hukuk,
Milletlerarası Özel Hukuk, Genel Kamu Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku
eklenmektedir.
MADDE 5- 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve
Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanunun EK-1. maddesi
değiştirilmektedir.
MADDE 6- 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45.
maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
MADDE 7- 2577 sayılı Kanunun 46.maddesinde düzenleme
yapılmaktadır. 2577 sayılı Kanunun "Temyiz" başlıklı 46.maddesinin
birinci fıkrasının (b) bendinde, konusu yüz bin (2024 itibarıyla dokuz yüz
yirmi bin) Türk Lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari
işlemler hakkında açılan davaların temyiz edilebileceği düzenlenmiştir.
MADDE 8- 2577 sayılı Kanunun EK-1. maddesi değiştirilmektedir.
Anayasa Mahkemesi 26/7/2023 tarihli ve E: 2023/36; K: 2023/142 sayılı
kararıyla, temyiz edilebilecek kararlarının belirlenmesinde uygulanan parasal
sınırın hangi tarihe göre belirleneceğinin kanunla düzenlenmesi gerektiği kararına
uygunluk sağlanması amaçlanmaktadır.
MADDE 9- 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanununun 9/A maddesinde
değişiklik yapılmaktadır. Düzenlemeyle, Hâkim ve Savcı Yardımcılığı Sınavında
soru sorulacak alanlar arasına, Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel
Hukuk eklenmektedir.
MADDE 10- 2802 sayılı Kanunun 100. maddesinde değişiklik
yapılmaktadır.
MADDE 11- Maddeyle, 2802 sayılı Kanunun 101. maddesinde değişiklik
yapılmaktadır.
MADDE 12- Anayasa Mahkemesinin 11/10/2023 tarihli ve B: 2023/104;
K: 2023/177 sayılı kararıyla. Hâkimler ve Savcılar Kanununun 106. maddesinin
altıncı fıkrasının 30/3/2023 tarihli ve 7447 sayılı Kanunla değiştirilen
birinci cümlesi iptal edilmiş ve iptal kararının Resmî Gazete'de
yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
MADDE 13- 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun EK-14.
maddesinde değişiklik yapılmaktadır.
MADDE 14- 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa geçici bir madde
eklenmektedir, Madde kapsamında açılan ve görülmekte olan davalarda mahkeme ve
icra harçları ile her türlü vekâlet ücretlerinin maktu olarak belirleneceği
hüküm altına alınmaktadır.
MADDE 15- 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, Anayasa Mahkemesi
tarafından iptal edilen 187. maddesi yeniden düzenlenmektedir. Anayasa Mahkemesince
iptal edilen kanun hükmü yeniden düzenlenerek evlenen kadının kocasının
soyadını alacağı, ancak dilerse kocasının soyadının önünde, önceki soyadını da
kullanabileceği, kadının soyadı, kendi soyadı ile daha önceki kocasının
soyadından oluşuyorsa bu soyadlarından sadece birisini evleneceği kocasının
soyadının önünde kullanabileceği hüküm altına alınmaktadır.
MADDE 16- 4721 sayılı Kanunun 286. maddesi değiştirilmektedir.
Evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğan çocuğun babası
kocadır. Babalık karinesi, Kanunun 286. maddesi uyarınca, açılan soy bağının
reddi davasıyla çürütülebilmektedir. Bu davayı, baba ve çocuk açabilmektedir.
Değişiklikle, çocuğun soy bağı sıhhatinin sağlanması amacıyla, baba ve çocuğun
yanı sıra anaya da soy bağının reddi davası açma hakkı tanınmaktadır.
MADDE 17- 4721 sayılı Kanunun 289. maddesinin ikinci fıkrasında
değişiklik yapılmaktadır. Anaya da soy bağının reddi davası açma imkânı
tanınmaktadır. Hükümle, ananın bu davayı doğumdan başlayarak en geç bir yıl içinde
açabileceği düzenlenmektedir.
MADDE 18- 4721 sayılı Kanunun 291.maddesinin birinci fıkrası
değiştirilmektedir. "Dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi
veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü
kaybetmesi hâllerinde kocanın altsoyu, anası, babası veya baba olduğunu iddia
eden kişi, doğumu ve kocanın ölümünü, sürekli olarak ayırt etme gücünü
kaybettiğini veya hakkında gaiplik kararı alındığını öğrenmelerinden başlayarak
bir yıl içinde soy bağının reddi davası açabilir."
MADDE 19- 4721 sayılı Kanunun 314. maddesinin dördüncü fıkrası
yeniden düzenlenmektedir. Teklifle, ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin
birlikte evlât edinilmesi halinin yanında, diğer evlât edinme hallerini de
kapsayacak şekilde düzenleme yapılmaktadır. Buna göre, tek başına evlât
edinmede veya üvey evladın evlât edinilmesinde ana veya baba adı olarak evlât
edinenin; ayırt etme gücüne sahip küçük veya kısıtlının ya da ergin kişilerin
birlikte evlât edinilmesi hallerinde ise ana ve baba adı olarak evlât
edinenlerin adlarının yazılmasına olanak sağlanmaktadır. Ayrıca hükümle, evlât
edinilmeleri rızalarına bağlı olan kimseler açısından, ana veya baba hanesine
evlât edinenlerin adlarının yazılması işlemleri, evlât edinilenlerin
taleplerine bağlı kılınmaktadır.
MADDE 20- İstinaf kanun yolunda hukuk daireleri arasındaki iş
bölümü uyuşmazlıklarının hızlı bir şekilde giderilmesi amacıyla, 5235 sayılı
Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş,
Görev ve Yetkileri Hakkında Kanuna 35/A maddesi eklenmektedir.
MADDE 21- Maddeyle, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 73. maddesinde
değişiklik yapılmaktadır. Düzenlemeyle, soruşturulması ve kovuşturulması
şikâyete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikâyet süresinin, her ne suretle
olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemeyeceği
öngörülmektedir. Böylelikle bu suç bakımından azami şikâyet süresi
belirlenmektedir.
MADDE 22- 5237 sayılı Kanunun 75. maddesinin altıncı fıkrasında
düzenleme yapılmaktadır. "Kovuşturmanın mecburiliği" ilkesinin
istisnası niteliğini taşıyan "ön ödeme" gibi alternatif yöntemler,
belirli bir ceza eşiğinin altında bulunan suçları işleyen kişilerin, ceza infaz
kurumlarının etkilerinden uzak tutulması, Devletin infaz külfetinden ve
mahkemelerin iş yoğunluğundan kurtarılması amaçlarının yanı sıra cezanın genel
ve özel önleme amaçlarını da gerçekleştirecek etkili birer ceza politikası
aracı olarak uygulanmaktadır.
MADDE 23- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 253 üncü
maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Maddenin üçüncü fıkrasında yapılan
değişiklikle, Türk Ceza Kanununun 125. maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen
hakaret suçu bakımından uzlaştırma hükümlerinin uygulanmayacağı kabul
edilmektedir.
MADDE 24- 5271 sayılı Kanunun 254. maddesinin ikinci fıkrasında
yapılan değişiklikle, kovuşturma evresinde uzlaşma gerçekleştiği takdirde,
edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya
süreklilik arz etmesi halinde dava hakkında durma karan verileceği ve
uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkemece yargılamaya
kaldığı yerden devam olunacağı hüküm altına alınmaktadır.
MADDE 25- Maddenin birinci fıkrasıyla, 5237 sayılı Kanunun 73.
maddesinin ikinci fıkrasında yapılan düzenlemenin, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla soruşturma veya kovuşturma evresine geçilmiş şikâyete
bağlı olan hakaret suçu bakımından uygulanmayacağı ve bu soruşturma ve kovuşturmaların
genel hükümlere göre sonuçlandırılacağı kabul edilmektedir.
MADDE 26- 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 33 üncü maddesinde
düzenleme yapılmaktadır. 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunla 5395 sayılı
Kanunun 33 üncü maddesinin ikinci fıkrasında değişiklik yapmak suretiyle sosyal
çalışma görevlilerinin, mahkemeler bünyesine atanma usulünden vazgeçilerek bu
hizmetlerin daha iyi verilebilmesi için adliyelerde kurulacak müdürlüklere
atanması sağlanmıştır.
MADDE 27- 5737 sayılı Vakıflar Kanununun, 77. maddesinde
değişiklik yapılmaktadır. Vakıflar, tarihi süreçte yardımlaşma ve dayanışma
duygusunun kurumsallaşmış halidir. Bu hali ile vakıflar önemli bir görevi ifa
etmektedir. Vakıfların yaşaması ve topluma hizmet sunabilmesi için varlıklarım
sürdürmeleri gerekmektedir. Yapılan düzenlemelerle vakıfların varlıklarım
sürdürebilmelerine katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
MADDE 28- Anayasa Mahkemesi, 4/5/2023 tarihli ve E: 2022/36; K:
2023/84 sayılı, 28/9/2023 tarihli ve E: 2022/139; K: 2023/158 sayılı ve 8/11/2023
tarihli ve E: 2020/65; K: 2023/187 sayılı kararlarıyla idari görevlerde
çalışanlar dâhil olmak üzere hâkim ve savcıların kadrolarının kanunla
düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek söz konusu kadroları ihdas eden
Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini iptal etmiştir.
MADDE 29- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun EK-1.
maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Maddenin birinci fıkrasında yapılan
değişiklikle, parasal sınırlarda yeniden değerleme oranında artırma yapılması
sonucunda belirlenen sınırların 10 (On) Türk lirasını aşmayan kısımlarının
dikkate alınmayacağı hükmü, bin Türk lirasını aşmayan kısımların dikkate
alınmayacağı şeklinde değiştirilmektedir. Bu şekilde yeniden değerleme sonucu
belirlenen parasal rakamın bin lirayı geçmeyen küsuratı nazarı itibara
alınmayacaktır.
MADDE 30- Anayasa Mahkemesi, 4/5/2023 tarihli ve E: 2022/36; K:
2023/84 sayılı, 28/9/2023 tarihli ve E: 2022/139; K: 2023/158 sayılı ve
8/11/2023 tarihli ve E: 2020/65; K: 2023/187 sayılı kararlarıyla idari
görevlerde çalışanlar dâhil olmak üzere hakim ve savcıların kadrolarının
kanunla düzenlenmesi gerektiğini ifade ederek söz konusu kadroları ihdas eden
Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini iptal etmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal
kararların gerekçeleri ve kadro ihtiyacı dikkate alınarak, Anayasa Mahkemesi
Başkanlığı kadrolarının kanunla düzenlenmesi amacıyla 6216 sayılı Anayasa
Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanununa yeni bir madde
eklenmektedir.
MADDE 31- 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
Kanununun 17/B maddesine fıkra eklenmektedir. Düzenlemeyle, icra edilebilirlik
şerhi verilen arabuluculuk anlaşma belgesine istinaden tescil talebinde
bulunulabileceği açık hükme bağlanmaktadır.
MADDE 32- 6325 sayılı Kanunun 18/A maddesinin on birinci
fıkrasında değişiklik yapılmaktadır. Anayasa Mahkemesinin 14/3/2024 tarihli ve
E: 2023/160; K: 2024/77 sayılı kararıyla, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk
Kanununun 18/A maddesinin on birinci fıkrasında yer alan "...bu taraf
davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından
sorumlu tutulur." şeklindeki ibare ile "Ayrıca bu taraf lehine
vekâlet ücretine hükmedilmez." şeklindeki ikinci cümlesi iptal edilmiştir.
MADDE 33- 6325 sayılı Kanunun 18/B maddesine fıkra eklenmektedir.
Düzenlemeyle, taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak
kurulmasına ilişkin icra edilebilirlik şerhi verilen arabuluculuk anlaşma
belgesine istinaden tescil talebinde bulunulabileceği açık hükme bağlanmaktadır.
MADDE 34- Maddeyle, 6325 sayılı Kanunun 20. maddesinin ikinci
fıkrasının (e) bendinde değişiklik yapılmaktadır. Düzenlemeyle, arabulucular
siciline kaydedilebilmek için arabuluculuk eğitimini tamamlamaları ve gerekli
diğer şartları taşımaları durumunda mesleğinde yirmi yıl kıdeme sahip olanların
yazılı sınava tabi tutulmayacakları hüküm altına alınmaktadır.
MADDE 35- 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3. maddesinin on
ikinci fıkrasında değişiklik yapılmaktadır. 7036 sayılı Kanunun 3 üncü
maddesinin on ikinci fıkrası ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında
Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin on birinci fıkrası aynı hükümlerini
içermektedir.
MADDE 36- 7145 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna geçici madde eklenmektedir. Maddenin birinci
fıkrasında yapılan düzenlemeyle, Türk Ceza Kanununun 282, 314 ve 315.
maddelerinde veya Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanunun 4 üncü
maddesinde düzenlenen suçların işlendiği hususunda kuvvetli şüphe sebeplerinin
varlığı halinde, Ceza Muhakemesi Kanununun 133. maddesi gereğince şirketlere
veya 128. maddesinin onuncu fıkrası uyarınca malvarlığı değerlerine kayyım
atanmasına karar verildiği takdirde, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren beş yıl süreyle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun kayyım olarak atanabilmesine
imkân tanınmaktadır. Belirtmek gerekir ki, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun
kayyımlık görevi soruşturma ve kovuşturma sürecince devam edecek olup,
soruşturma ve kovuşturmanın sonuçlanması halinde bu görev sona erecektir.
Zübeyir GÜLABİ
Liberal Parti Gen.Bşk.
11.07.2024