Gazeteci Fatih Altaylı, 20 Haziran 2025 tarihinde yayınladığı bir YouTube videosunda Cumhurbaşkanı’na yönelik sözleri gerekçe gösterilerek gözaltına alınmış, tutuklanarak cezaevine gönderilmiştir.
Söz konusu süreç, Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğünün artık bir hak değil, bir tehdit unsuru gibi algılandığını göstermektedir. Eleştiri hakkı, demokratik toplumların temelidir. Hiçbir kamu görevlisi Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere eleştiriden muaf değildir. Gazetecinin görevi kamu gücünü sorgulamak, halk adına denetlemektir. Bu görevi yerine getiren bir gazetecinin gözaltına alınıp ardından tutuklanması, açık bir siyasi sindirme operasyonudur.
Daha da vahimi, bu gözaltıdan saatler önce Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral’ın sosyal medya üzerinden Altaylı’yı açıkça tehdit etmesi, ardından hızla soruşturma başlatılması ve tutuklama sürecinin işletilmesidir. Bu gelişme, yargının bağımsızlığının sorgulanmasına ve siyasi baskıyla hareket edildiği algısının güçlenmesine neden olmuştur.
Liberal Parti olarak bu keyfi ve baskıcı uygulamaya karşı sesimizi yükseltiyoruz:
Fatih Altaylı’nın tutuklanması, Türkiye’de ifade özgürlüğüne ve hukuk devletine açık bir tehdittir.
Gazetecilik faaliyetleri yargı sopasıyla bastırılamaz; basın özgürlüğü kişiye göre değiştirilemez.
Altaylı derhal serbest bırakılmalı, tüm gazeteciler üzerindeki bu yıldırma politikalarına son verilmelidir.
Yargı, iktidarın memuru değil, halkın adalet talebinin güvencesidir ve öyle kalmalıdır.
Bugün Fatih Altaylı susturuluyorsa, yarın hepimizin konuşma hakkı tehdit altındadır. Türkiye’nin demokratik geleceği için, özgür basını savunmak hepimizin görevidir.
Basını susturmak isteyenlere karşı, konuşmaya devam edeceğiz.
Çünkü özgürlük, sadece iktidarın hoşuna giden fikirler için değil, tüm düşünceler için olmalıdır.
22.06.2025
Bimen ZARTAR
Basın ve Halkla İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı