Sevgili Türkiye!
23 Nisan’da İstanbul’da meydana gelen 6,2 şiddetindeki
depremde, hükümetin 23 senedir hiçbir hazırlık yapmamış olduğu, aksine var olan
493 toplanma alanından 416’sına AVM ya da lüks konut yapmış olduğu ortaya
çıktı.
Halk dışarıda sabahladı. Toplanma alanlarında halka
sunulması gereken çadır, su, yiyecek-içecek ve tuvalet ihtiyaçlarını
karşılayacak imkânlar sunulmadı. Hükümet bütün beceriksizliği ortaya çıkınca,
depremin siyasete alet edilmemesini istiyor. Ama 1999 depreminden sonra toplanan
49 milyar doların hesabını vermiyor. Hâlbuki bu bütçe ile 1 milyon 300 bin
depreme dayanıklı konut yapılabilirdi.
İki yıl önce depremde yıkılan Hatay, Kahramanmaraş,
Adıyaman, Malatya, illerimizde vatandaşlar halen konteynırlarda yaşıyor. Hatay
Samandağ’da vatandaşların bağına bahçesine el konuluyor. Hükümet depremi de
milletin malına çökmek için fırsata çevirdi.
Şili ve Japonya gibi ülkelerde öldürmeyen deprem neden
Türkiye’de korkunç sayıda can kaybına sebep oluyor? Şili ve Japonya’ya evleri
yıkamayan deprem neden bizde şehirleri yerle bir ediyor? Cevap: Türkiye’de beceriksiz
ve halkı umursamayan bir rejimin olmasıdır.
Deprem, yağmur, kuraklık, don bunlar doğal olaylardır.
Felaket değildir. Bu doğal olayları felakete çeviren şey hükümetin hiçbir işi
akla, bilime ve teknolojiye uygun yapmamasından kaynaklanıyor..
Cumhurbaşkanı, “Taş üstüne taş koyma zamanı” demiş. Sanki
iktidarı yeni devralmış bir parti gibi. Sn. Cumhurbaşkanı 23 senedir tek başına
iktidar olduğunu, İstanbul’unsa 30 senedir partisinin yönetiminde olduğu halde
halkın can güvenliği için depreme dayanıklı konut ve kentsel dönüşüm yerine
kamuya ait arazileri imara açarak yandaş şirketlere AVM yaptırdığını bilmiyor
gibi konuşuyor.
İktidarın turp siyaseti Yozgatlı Çiftçi Abdullah Ceylan’ın
“Turpunan Şalgamınan devlet idare edilmez” haykırışı ile Anadolu’nun bağrında
bitti.
Gazze’de İsrail ve Amerika’nın yapmak istediği tehciri,
halkımıza “hicret” diye pazarlayan yandaş gazeteler, Filistin halkına ihanet
etmektedirler.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan; Azerbaycan, Kazakistan,
Kırgızistan, Türkmenistan ve Özbekistan’ın Kıbrıs Rum kesimini resmen
tanımaları hakkında sorulan soruya, “Aile içi konuları kamuoyu önünde
konuşmayız” dedi. Türk Dış Politikasını başarısızlığa mahkûm etmiş, ondan sonra
aile meselesi diyor. TDP, Hakan Fidan’ın aile meselesi olamaz. Dışişleri
Bakanı’nın aile içi işi sadece Falyalı kasetlerinde adı geçenler olabilir.
Hakan Fidan istifa etmelidir.
Hükümet, kontrol edemediği her sivil toplum örgütünü ya
işlevsizleştirmeye ya da suçlu göstermeye çalışıyor. Son öğretmen kıyımında da
Eğitim-Sen sendikası üyesi öğretmenleri usulsüz ve zamansız tayin etmesi de
bunun örneği. İmamoğlu’nu tutuklamak için 50 milyar doları yakan rejim,
protestoların bedelini de Eğitim-Sen’e ödetmek istiyor..
Sevgili Türkiye!
Ne deprem, ne de başka doğal olayların bir felaket haline
gelmediği Türkiye için Liberal Parti.
Malınıza ve mülkünüze çöken değil, bunları koruyan bir
yönetim için Liberal Parti.
Çocuklarımızın gözünün yurtdışına gitmek değil, ülkesini
kalkındırmak olduğu bir Türkiye için Liberal Parti.
Belediye başkanlarının cezaevinde değil, işinin başında
olduğu bir Türkiye için Liberal Parti…
Milletvekillerinin cezaevinde değil, Türkiye Büyük Millet
Meclisinde olduğu bir ülke için Liberal Parti.
Emekçilerin ay sonunu nasıl getireceğiz kaygısında değil,
tatili nerede geçireceğiz diye plan yaptığı bir Türkiye için Liberal Parti.
Emeklilerin ucuz et kuyruğunda değil, torunlarıyla gezmeye çıktığı bir Türkiye için Liberal Parti…
Saygılarımla…
27.04.2025
Zübeyir Gülabi
Genel Başkan