Türkiye bir kez daha karanlık bir sınavdan geçiyor. 2 Temmuz 1993’te Sivas Madımak Oteli önünde yaşananlar hâlâ toplumsal hafızamızda bir yangın gibi yanarken, 2025 yılının Haziranında bu kez aynı zihniyet, Leman Dergisinin önünde yeniden sahneye çıkmıştır.
İnanç bahanesiyle, kutsal öfke kılıfıyla, din elden gidiyor çığlıkları eşliğinde; bir kez daha fikirler hedef gösterilmiş, insanlar tehdit edilmiş, mizah linç edilmiştir. Yine “Ya biz öleceğiz ya onlar” denmiş, yine “Şeriat isteriz” Sloganları atılmış, yine “Kemalist köpeklere ölüm” naraları yükselmiştir.
Bu ülke, tarihinin en acı katliamlarından biri olan Madımak’da aydınlarını diri diri yakarken de aynı cümleleri duymuştur. Bugün Leman Dergisinin önünde aynı bağırışlar, aynı kin, aynı cezasızlık hüküm sürmektedir.
Ama fark şu: Devlet artık doğrudan yakmıyor, ama daha sinsice, daha organize bir şekilde yakıyor. O gün Madımak Oteli’ne seyirci kalan devlet, bugün mizahçıyı, çizeri, yazarı gözaltına alarak, hayatını cezaevinde veya mahkemede çürütmeye çalışıyor.
Yani linç kültürü biçim değiştirdi, ama zihniyet aynı kaldı. Bugün Leman dergisinde yayınlanan bir karikatür, Gazze’de ölen iki sivilin “Musa” ve “Muhammed” adını taşıyor olması dışında hiçbir kutsala saldırı içermemektedir. Ancak bu çizim, özellikle siyasi iktidarın güdümündeki çevreler tarafından sistemli bir şekilde çarpıtılmış, kamuoyuna nefret objesi olarak sunulmuştur.
Devlet yetkilileri karikatürü açıklamak yerine çizeri teşhir etmiş, kolluk kuvvetleri fikir yerine kalabalığı korumuş, yargı ise hukuku değil “Toplum hassasiyetini.” dikkate almıştır.
Hatırlatmak isteriz: Hukuk bir toplumun anlık öfkesiyle değil, evrensel ilkeleriyle yürür. Toplumun bir kesiminin hassasiyeti, diğer kesimin özgürlüğünü yok saymanın gerekçesi olamaz.
Madımak’da yakılan Metin Altıok’un tek suçu şair olmaktı. Bugün Doğan Pehlevan’ın tek suçu bir karikatür çizmek. Hasret Gültekin bağlamasıyla hedef gösterilmişti. Leman çizeri mizahıyla hedef gösteriliyor. Bu ülke kendini tekrar ediyor. Çünkü linç kültürüyle yüzleşmedi.
Çünkü yakanlar ceza almadı, izleyenler terfi etti. Çünkü nefretin siyasi malzeme yapılmasına ses çıkarmayanlar bugün aynı susturulmuşluğun mağduru.
Liberal Parti olarak açık ve net şekilde ifade ediyoruz:
Türkiye bir hukuk devleti olacaksa, bunu ifade özgürlüğünü savunarak başaracaktır. Mizah, karikatür, sanat; yargılanmak değil, yaşatılmak zorundadır. İnançlara saygı, ancak düşünceye de alan açıldığında anlamlıdır. Devletin görevi linç kalabalığını yatıştırmak değil, hukuku uygulamaktır.
Sözümüz nettir: Bugün Leman dergisine saldıran zihniyetle yüzleşmeyen bir toplum, yarın kendi çocuklarının fikirlerinden korkar hale gelir. Bugün karikatürü savunamayan, yarın düşüncesini savunamaz. Bu ülke bir daha Madımak yaşamasın diyorsak, bugün Leman’ın yanında durmak bir tercihten değil, bir ahlaki zorunluluktan doğar.
Çünkü sustukça değil, konuştukça özgürleşiriz!
Çünkü korktukça değil, direndikçe hukuk üstün gelir!
02.07.2025
Liberal Parti